Sana bir anı bırakmak geliyor içimden
sana bir söz
bazen bir avuç yıldız
ayı söküp ellerine bırakmak geliyor
sahi ne güzel eller
bir akşam vakti
uzun uzun gözlerine baktığımda
ne güzel gözler.
iki evsiz,
yurtsuz gibi
yalın yalın dolanmak gerektiğinde
sokak sokak
gün doğmuyor iken henüz
hızlı olma vaktiydi
gitme vaktiydi buralardan
mor mercanların arasında durup belki
saklanma zamanıydı
yine zamandan.
oysa şimdi
bir tren camından izliyorum
geride bıraktıklarımı
kokunu duyamadan
seni henüz görmüşken
gidiyorum
ve
"ne var ki bu sular seni bana getirmiyor"
ne var ki bu sular da seni bana getirmiyor