ruhsuz bir gündoğumu
kasvetli camın arkasından
mavi koltuğumda,
uzaklara dalarken vurdu gözlerime.
hiç ses yoktu,
yalnızca penceremden giren hafif bir uğultu.
içimde konuşanları dinledim bir süre,
uzaklara daldı bedenim
hareketsiz, pilsiz bir makine gibi.
biri tuttu kollarımdan,
birdenbire
soğuk bir tavan arasına kaldırıldım
eski püskü bedenlerimin arasında,
koleksiyona yeni bir parça.
direksiyonu biri aldı,
gözlerinden izledim
bütün hisleri gezindi hücrelerimde
düşünceleri benimdi.
aylar geçti aradan
bir gece,
durdu bedeni
biri tuttu kollarından
çelimsiz, solgun, yorgun
yanıma oturdu
...
ruhsuz bir gün doğumunda
mavi koltuğumda
göğsümün ortasını parçalayıp
bir kelebek gibi uçmak göğe
isterdim
soğuk tavan arasındaki
bastırılan travmalar ve kuruntularla
yıllarca kendi kendimi eskittim
30.04.22
1.09
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder